MOTOR
MOTOR NEDİR ?
Yakıttan elde ettiği ısı enerjisini mekanik enerjiye çeviren makinalara
motor denir.
Yakıtlarına göre motorlar, Dizel-Benzin-LPG li olmak üzere
ayrılırlar. Benzinli motorun yakıtı benzin; Dizel motorun yakıtı
Mazot (motorin); LPG'li motorun yakıtı ise LPG gazıdır.
Silindir diziliş şekillerine göre motorlar sıra tipi, v tipi, yıldız tipi,
boksör tipi şeklindedir.
Soğutma sistemine göre motorlar, su soğutmalı ve hava soğutmalı diye ikiye
ayrılır.
Yanma sistemine göre motorlar, içten yanmalı ve dıştan yanmalı diye ikiye
ayrılır. Araçlardaki motorlar içten yanmalı motorlardır. İçten yanmalı
motorlar ise, mazot, benzin ya da motorin yakarlar.
Motorlar, çalışma zamanlarına göre, iki zamanlı ve dört zamanlı motorlar
diye ikiye ayrılır.
Benzinli motorlarda ateşleme, sıkıştırılmış benzin-hava karışımının buji
ile ateşlenmesi ile olur.
4 zamanlı motorlarda 4 zaman, sırası ile şöyledir: Emme, sıkıştırma,
ateşleme (veya genişleme; iş zamanı da denir), egzost.
Enjektörlerden püskürtülerek ateşleme yapılan motorlarda yakıt olarak
motorin kullanılır.
Katalitik konvertör kullanılan araçlarda yakıt olarak, kurşunsuz benzin
kullanılır.
Bir motorun bazı parçaları şunlardır: marş motoru, piston, segman, piston
kolu, silindir kapağı, supap kapağı, eme manifoltu, egzostmanifoltu,
silindir gövdesi, silindir gömleği, karter, conta, külbütör, emme supapı,
ekzostsupapı, supap iteceği, krank mili, kam mili, volan dişlisi, eksantrik
dişlisidir.
Dizel motorda ise bunların dışında, mazot pompası (enjeksiyon pompası) ve
enjektör de bulunur.
Benzinli motorlarda, üsttekilerin dışında karbüratör, benzin pompası, buji,
disribütör, bobin vardır.
ATEŞLEME SİSTEMİ
Benzinli motorun ateşleme siteminin bazı önemli parçaları şunlardır:
Akü, kontak anahtarı, endüksiyon bobini, distribütör, buji ile
distribütör içinde bulunan platin takımı, alçak yüksek gerilim kabloları
kondansatör, tevzii makarasıdır.
Bezinli motorlarda bujinin görevi ateşlemeyi sağlamaktır. Benzinli
motorlarda bulunan distribütör' ün en önemli görevleri endüksiyon
bobininden gelen yüksek voltajı bujilere dağıtmanın yanı sıra, platin ve
meksefe yardımıyla yüksek voltajın oluşumunu sağlamak, ayrıca tevzii
makarasıyla da elektrik dağıtımını sağlamaktır.
Endüksiyon bobini aküden gelen voltajı 15.000 - 25.000 volta çıkarır.
Bujilere ateşleme sırasına göre akım dağıtan distribütördür. Motor
çalışmazken kontak anahtarı, ateşleme durumunda açık unutulursa platin ya
da bobin yanabilir.
Aracın belirli bir km.'sinden sonra bazı parçaları değişmelidir. Bunlardan
biri platin ve bujidir. Ateşleme sistemi ayarlarından biri buji
ayarı ve diğeri ise platin ayarı ile avans ayarıdır.
Platin meme yapmış ise meksefe (kondansatör) yanabilir. Platin meme yaparsa
zımparayla temizlenir.
Motorun çalışması sarsıntılı ise, sebebi buji kablolarından birinin
çıkmış olması olabilir.
Benzinli bir motorda normal yanma olmamasının sebeplerinden biri bujilerin
normal ateşleme yapmaması,
bir diğeri de platin ayarının bozuk olması ayrıca bujilerin kurum bağlanmış
olmasıdır.
Bujiler ayarsız ve aşınmış ise motor çekişten düşer.
Buji ayarları yanlış yapılmış bir aracın egzost dumanı siyahtır.
Motorun egzostundan siyah duman çıkması durumunda karışım oranı da kontrol
edilmelidir.
YAKIT SİSTEMİ
Benzinli motorun yakıt sisteminin parçalarından bazıları şunlardır:
yakıt deposu, yakıt pompası, yakıt göstergesi, karbüratör, hava
filtresi, emme manifoltu.
Dizel motorun yakıt sisteminin parçalarından bazıları şunlardır: yakıt
deposu, besleme pompası, mazot filtresi, enjeksiyon pompası, enjektör,
ısıtma kızdırma bujileri, yakıt göstergesi.
Hava filtresinin görevi, karbüratöre giren havayı süzmek ve ve
sessiz emiş sağlamaktır. Hava filtresinin tıkanmasını önlemek için
basınçlı hava ile temizlemeliyiz. Öte yandan, hava filtresi tıkalı olan
motor zengin karışımla çalışır. Filtre yine de temzilenmeden motor hala
çalıştırılırsa motor boğulur.
Karbüratör, emme manifoltu üzerindedir ve sadece benzinli motorlarda
olur. Benzin-Hava karışımını ayarlar. Karbüratörün karıştırma oranı
1/15'tir.
Jikle devresinin görevi, soğuk havalarda motorun çabuk çalışmasını
sağlamaktır. Jikle devresi karbüratörde bulunur. Jikle kelebeği,
karbüratörün hava giriş deliği önünde bulunur.
Yağ filtresi yağı süzer ve temizler.
Silindir içindeki yanmış gazlar egzostmanifoldu ile dışarı atılır.
Egzost susturucusu, basınçlı olarak çıkan yanlış gazların sesini azaltır.
Eğer aracın egzostundan fazla ses çıkıyorsa susturucu patlak olabilir.
Supap ayarı, en önemli motor ayarlarından biridir. Soğuk ve sıcak ayar
olarak ikiye ayrılır.
Bir aracı kış şartlarına hazırlarken en önemli noktalardan biri hava
filtresini kışlık pozisyona almak ve otomatik jikle kışlık pozisyonuna
çevirmektir.
Araçta yakıt ikmali yapılırken motor stop edilir.
Ayağımızı gaz pedalından çeksek bile motorun hala çalışmasını sağlayan
devre rölanti devresidir.
Yakıtın içinde toz-su-pislik vs. varsa motor tekleyerek çalışır.
Yakıt sistemi ayarlarından biri rölanti ayarıdır.
Boğulmuş bir motoru çalıştırmak için gaz pedalına sonuna kadar basılarak
marş yapılır.
Motor ısınıca stop ediyorsa karbüratöre de bakılmalıdır.
Araç kulanırken yakıt tasarrufu için
hava filtresi temizlenmeli,
Karbüratör ayarları yapılmalı,
Jikle devresi açık unutulmamalıdır,
Rölanti yüksek olmamalıdır,
Eskimiş bujiler temizlenmeli,
Lastik hava basınçları normal olmalıdır,
Fren ayarlarının sıkı olmaması,
Uygun viteste gidilmesi,
Debriyaj kaçırması olmamalıdır,
Saatte 90/100 km hızın geçilmemesi
gerekmektedir.
Aracın fazla yakıt yaktığını anlamak için eksozuna bakılır. Eğer egzost
rengi siyahsa fazla yakıt yakıyor olabilir.
YAĞLAMA SİSTEMİ
Yağlama sisteminin parçaları:
Karter-yağ pompası,
Filtre,
Gösterge,
Seviye çubuğu,
Yağ kanallarıdır.
Motorda yağın bazı görevleri:
Sürtünmeyi azaltmak,
Aşınmayı önlemek,
Silindir ve segmanlar arası boşluğu doldurup sızdırmazlığı sağlamak,
Soğutmaya yardımcı olmak,
Aşınmadan dolayı oluşan pislikleri temizlemektir.
Karterin önemli görevlerinden bazıları:
Motor bloğunun altını kapatmak ve yağa depoluk etmektir.
Araçta motor yağı kontrol edilirken kontak anahtarı kapatılır ve 4-5
dakika beklenir. Yağ ölçümü yapılırken araç düz durumda olmalıdır. Yağ
seviyesi yağ çubuğuyla ölçülür, ve yağın seviyesi yağ çubuğunun iki çizgisi
arasında olmalıdır. Yağ seviyesi normalin çok altında iken motor
çalıştırılırsa motor ısınır ve yanar.
Motor yağı değiştirilirken motor sıcak olmalıdır.
Motorlarda genellikle 20-50 W numara motor yağı kullanılır. Motorun yağı
karterin altındaki tapa açılarak boşaltılır. Yeni motoryağı ise süpap
muhafaza kapağı üzerindeki kapaktan doldurulur.
Motor yağı ve yağ filtresi belli km'lerde mutlaka
değiştirilmelidir.
Motorda yağ basıncı yoksa,
yağ yok,
filtre tıkalı,
yağ pompası arızalı,
ya da yağ müşiri arızalı olabilir.
Motorun yağ eksiltmesinin sebeplerinden bazıları:
Kartercontasnın yırtılması,
sekman ya da silindirlerin aşınması,
karterin delik olması,
tapadan yağ sızdırmasıdır.
Yağ yakan motorun eksoztundan mavi duman çıkar.
Marşa basılıp motor çalıştırıldığında yağ lambasının sönmesi gerekir.
Motor çalıştığı sürece yağlamanın olup olmadığı motor yağ göstergesinden
takip edilebilir.
Motor çalışırken yağ göstergesinde anormallik görülürse motor hemen
durdurulur.
SOĞUTMA SİSTEMİ
Su ile soğutma sisteminin bazı parçaları:
Radyatör,
Vantilatör,
Devir daim pompası,
Termostat,
Hararet (ısı) gösterici,
Hararet (ısı) müşiri,
İlave su kabı,
Fan motorudur.
Radyatör, soğutma suyuna depoluk eder. radyatörün altında su
boşaltma musluğu vardır.
Termostat silindir kapağı su çıkışındadır. Motorun sıcaklığını çalışma
sıcaklığında sabit tutar.
Devir daim pompası vantilatör kayışından hareket alır. Radyatördeki soğuk
suyu su kanallarına yollar.
Hava soğutmalı motoru, su soğutmalı motordan ayıran bir diğer
özellik hava soğutmalı motorda radyatör ve su pompasının olmamasıdır.
Vantilatör kayışı V şeklindedir. Kayış gerginliği 1-1,5 cm civarında olmalıdır.
Vantilatör kayışı hareketini krank mili kasnağından alır ve vantilatör
kayışı devir daim pompası ve alternatörü (şarj dinamosunu) çalıştırır.
vantilatör kayışı koparsa motor hararet yapar.
Soğutma sisteminde su azalıyorsa
silindir kapak contası arızalı veya radyatör delik,
radyatör kapağı bozuk,
radyatör hortum ve kelepçeleri arızalı veya delik,
kalorifer hortumları delik veya
termostat arızalı olabilir.
Motorun hararet yapmasının nedenleri:
->Radyatör peteklerinin tıkanması,
->radyatörde suyun azalması,
->vantilatör kayışının gevşek veya kopuk olması,
->termostatın arızalı olması,
->motor yağının azalması,
->motor soğutma suyu kanallarının tıkalı olması,
->uygun vites ve hızda gidilmemesi,
->otomatik fanın arızalı olmasıdır
Radyatöre konacak suyun seviyesi peteklerin üzerinde olmalıdır.
Çok sıcak motora rölantide çalışırken ılık ve kireçsiz su konur.
Motor bloğundaki su kanalları pastan ya da kireçten tıkanmış ise motor
fazla ısınır.
Radyatöre konacak suyun içilecek temizlikte ve temiz su olması gerekir.
Su olduğu halde motor fazla ısınıyorsa, termostat arızalıdır.
Donmayı önlemek için radyatöre antifriz ilave edilir.
Termostatı sökülmüş motor, gereğinden soğuk çalışır aşınmalar artar ve
verim düşer.
Motorun çok sıcak çalıştırılması motoru çekişten düşürür.
Motor çok sıcakken radyatöre soğuk su konursa silindir kapağı ve blok
çatlayabilir.
Çok sıcak bir motorda radyatör kapağı ıslak bir bezle tutulup hafifçe
gevşetilir ve buhar tamamen atılınca radyatör kapağı açılır.
Araçta ısı (hararet) göstergesi çalışmıyorsa ısı müşiri arızalı olabilir.
Motor, çalıştıktan sonra çalışma sıcaklığına gelmiyorsa kalorifer
hortumlarında kaçak olabilir.
Motor ısısının aniden yükselmesinin sebebi kayış kopması olabilir.
MARŞ SİSTEMİ
Marş sistemi motora ilk hareketi verir.
Parçaları:
-akü,
-kontak anahtarı,
-marş motoru,
-volan dişlisidir.
Marşa
basıldığında marş motorunun bediks dişlisi volanın üzerindeki dişlilerle
kavraşır ve volanı döndürür.
Volan da
krankı döndürerek, motora gerekli ilk hareketi verir.
Marş
durumunda marş motoru hiç dönmüyorsa:
akü bitik,
akü kutup başları gevşek,
akü kutup başları oksitli,
marş otomatiği arızalı,
marş motoru sargıları arızalı ya da sigortası atık olabilir.
Motor
çalışırken marş yapılırsa volan dişlidi, marş motoru ve marş dişlisi
zarar görür.
Marşa
basıldığında marş motoru dönmez, korna da çalmaz ise sorun
aküde-kutup başlarında olabilir.
Akü
başka bir aküyle takviye yapılacaksa her iki akünün (+) kutup başları (+)
kutup başlarıyla, (-) kutup başları ise (-) kutup başlarıyla birleştirilir.
Her iki akünün de voltajı aynı olmalıdır.
Dijital
göstergeli araçlarda akü takviyesi yapılmaz.
Marşa
basma süresi 10-15 saniyedir. Fazla basılırsa akü biter.
Marş
yapıldığında tık diye bir ses gelip, marş motoru çalışmıyorsa akü kutup
başları gevşek olabilir.
Vantilatör
kayışı hareketini volant kasnağından alır ve pervaneyi -devirdaim
pompasını- şarj dinamosunu çalıştırır. Kayış koparsa vantilatör pervanesi -
devirdaim pompası ve şarj dinamosu hareket.
ŞARJ SİSTEMİ
Şarj
sistemi, motor çalışmaya başladığı andan itibaren aracın elektrik
ihtiyacını karşılar ve aküyü şarj eder.
Şarj
sisteminin parçaları:
alternatör,
konjektör (regülatör),
şarj lambası,
vantilatör kayışıdır.
Alternatör, krank mili kasnağından vantilatör
kayışı ile aldığı mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirir. Bazı
araçlarda alternatör değil, şarj dinamosu bulunur.
Konjektör
(regülatör), alternatörün ürettiği elektriğin volt ve akımını ayarlar.
Aracın devri arttıkça alternatörden çıkan akım ve voltajı ayarlar, tesisata
ve aküye gönderir.
Şarj
lambası, şarj sisteminin çalışmadığını ikaz eder. Yani alternatör,
konjektör vs. arızasını belirtir.
Bir araç
için gerekli elektrik enerjisini şarj sistemi sağlar.
Akü, motor çalışmazken ışık ve özel
elektrikli alıcılatrı besler.
Vantilatör
kayışı çok sıkı ise alternatör yatakları bozulabilir.
Vantilatör
kayışının koptuğu "ilk olarak" şarj ikaz lambasından anlaşılır.
Motor
çalışırken ayağımızı gaz pedalından çekince far ışıkları zayıflıyorsa akü zayıflamış
olabilir.
Motor
çalıştığı halde şarj ikaz lambası yanıyorsa vantilatör kayışı gevşek
olabilir ya da alternatör kablo bağlantıları gevşek veya alternatör kömürü
aşınmış olabilir.
Aracın
durdurulup kontağın hemen kapatılması gereken hallerden bazıları:
- Şarj
ikaz lambasının yanması.
- Motordan ani bir sarsıntı ya da ses gelmesi.
- Yağ lambalarının yanmasıdır.
Konjektör
ayarı bozuksa akünün su kaybı çok olur.
Araçta
ampuller sık sık patlıyorsa veya akü su kaybı fazlaysa veya konjektör
arızalı olabilir.
Marşa
basılıp motor çalıştığında şarj ikaz lambası sönmelidir.
AYDINLATMA VE İKAZ SİSTEMİ
Aydınlatma
sisteminde, sigortalar, kablolar, farlar, park lambası, sis lambası, plaka
lambası, gösterge lambası, iç aydınlatma lambası, bagaj aydınlatma lambası,
gibi lambalar vardır.
İkaz
sisteminde, sinyaller, fren ikaz lambaları, geri vites lambası, korna
bulunur.
Her
elektrik elemanı gibi araçlarda bulunan aydınlatma ve ikaz sistemi gibi
elektrikli devrelerde de:
akü, kablolar, kablo bağlantıları, sigortalar, açma kapama düğmeleri ya da
kolları, ve alıcı olarak da ampuller bulunmaktadır.
Bu
sistemlerin en önemli arızaları:
kısa devre,
kablo kopukluğu,
akü bitmesi,
akü kutup başı oksitlenmesi veya akü kutup başı gevşekliği,
ampul yanması,
sigorta atması,
anahtarların arızalanmasıdır.
Fren
müşiri ikaz
sisteminin bir parçasıdır.
Farlardan
bir kısmı ya da hiçbiriyanmıyorsa, sigortası atık olabilir.
Flaşör arızalanınca sinyal lambası
yanmaz.
Sigortalar
atıksa bunun yerine aynı amperde sigorta takılır.
Far
anahtarı bozuksa farlar yanmaz.
Isı
göstergesi çalışmıyorsa, ısı göstergesi müşiri arızalı olabilir.
Aracın
fren lambaları yanmıyorsa, fren müşiri arızalı olabilir.
Fren
lambalarından
biri yanmıyorsa, yanmayan lambanın ampulu yanmış olabilir.
Farların
bakımı yapılırken, far ayarı yapılır.
Farlardan
biri sönük yanıyorsa far kablo bağlantısı gevşemiş veya paslanmış olabilir.
Sigortanın
görevi, kısa devre olduğunda sistemi korumaktır.
GÜÇ AKTARMA ORGANLARI
Güç
aktarma organları sırasıyla:
Debriyaj,
vites kutusu, şaft, diferansiyel, akslar, tekerleklerdir.
Difarensiyelin
görevi, gücü
arttırmak, kendine gelen hareketi 90 derece kırıp akslar yardımıyla
tekerleklere iletmek, virajlarda içteki tekerleği az, dıştakini fazla
döndürerek kolay ve rahat viraj almayı temin etmektir.
Kavrama
(debriyaj) motorla vites kutusu arasındaki irtibatı keserek vites
değiştirme olanağı sağlayan aktarma organıdır.
Akslar,
diferansiyelin hareketini tekerleklere iletirler.
Vites
kutusu, aracın
hızını ve gücünü ayarlar.
Araç
hareket halindeyken ayağımız debriyaj pedalı üzerinde devamlı durursa
debriyaj balatası aşınır.
Aracın
ilk çalışması esnasında bir miktar gaz verildikten sonra debriyaj pedalına
sonuna kadar basmanın faydası vardır.
Debriyaj balatası yağlanırsa debriyaj
kaçırır. Debriyaj teli koparsa araç vitese geçmez.
Vites değiştirirken debriyaj pedalına
basılır.
Araç
geri vitese takılmak istendiğinde takılmıyorsa, debriyaj pedalından
ayak çekilip yeniden basılır.
Aktarma
organlarında yağ olarak, dişli yağı kullanılır.
Vites değiştirirken ses geliyorsa, debriyaja
tam basılmamıştır.
Ani ve
sert duruş kalkış yapmak debriyajbalatasını sıyırabilir.
Vites
kutusu bakımı
yapılırken yağa ve yağ kaçağına dikkat edilir.
LASTİKLER
Lastiklerin
yeri, her altı ayda bir ya da her 10.000 km'de yer değiştirilerek aşınmalar
denklenmelidir.
Lastiklerdeki
ağırlık dengesinin bozukluğu demek olan balans oluşursa araçta titreşim
oluşur. Bu titreşimler en çok direksiyon simidinde hissedilir.
Lastik değiştirilirken kriko
takılınca el freni çekili olmalıdır.
Lastiklere
normalden az hava basılırsa lastikler sürekli olarak ortadan aşınırlar ve
araç titrer. Aracın lastikleri araca binileceği zaman kontrol
edilir.
Dubleks
lastik iç lastiği olmayan lastiktir.
Karlı
havalarda zincir çekici tekerlerin ikisine de takılır.
Isınmadan
dolayı lastik hava basıncı artmışsa hiçbirşey yapılamaz.
Latiklerin
üzerindeki rakamlar lastikebatlerını belirtir.
Bir
tekere dubleks, diğer tekere şamyellilastik takılırsa araç
bir tarafa çeker.
Bijonların
temizliği kuru bezle yapılır.
FRENLER
Araçta
el freni duran aracı sabitlemek için kullanılır. El freni kopmuş ise el
freni tutmaz. El freni çekili durumda unutulup yola devam edilirse
kampanalar ısınır ve fren tutmaz.
Araç
üzerinde 3 tip fren bulunur:
-Motor
freni (kompresyon freni)
-Ayak freni
-El freni
Ayak
freni 3 tiptir:
-Hidrolik fren
-Havalı fren
-Karma fren
Fren
sisteminin bazı parçaları şunlardır:
-Fren
pedalı
-Merkez pompası
-Fren boruları
-Tekerlek silindirleri
-Fren diski
-Fren balatası
-Kampanalar
-Fren ayar sistemleri
Havalı
frenli bir araçta üsttekilere ilaveten hava tüpü ve kompresör bulunur.
ABS
frenin
avantajları, frenlerken direksiyon hakimiyetini bozmaması ve fren
mesafesini kısaltmasıdır.
Fren
yapılmasına rağmen aracın hızı azalmıyorsa, fren hidroliği yok veya azalmış
hatta fren ayarları gecşek olabilir. Fren sistemine yağ sızmış olabilir.
Fren sisteminde kaçak olabilir.
Soğuk
havalarda el freni çekil durumda bırakılırsa fren balataları donarak
yapışır.
Fren
sisteminde hidrolik azalmışsa hidrolik yağı ile takviye edilir.
Ayak
frenine basıldığında ön ve arka tekerlekler birlikte durur.
Araç
çalışıyor fakat hareket ettirilemiyorsa el freni çekik olabilir.
Aracın
kampanaları aşırı ısınmışsa fren ayarları bozuk olabilir.
Ön
lastiklerin biri yeni biri eskiyse frenlerken araç bir tarafa çeker.
Westinghouse tipi frenli bir arabada hareket
halinde iken motor stop ettirilirse asla fren tutmaz.
Hava
frenli araçta hava basınç göstergesi basınç göstermiyorsa araç olduğu
yerden kaldırılamaz.
ÖN DÜZEN SİSTEMİ
Ön düzen
sistemi, aracın dönüşünü sağlar. Direksiyon simidi, direksiyon mili, sonsuz
dişli, sektör dişli, rot, eğri rot, kısa rot, rotbaşı bu sistemin bazı
parçalarıdır.
Direksiyon
kutusu yağı kontrol edilmelidir. Araçta çekme, gezme vs. varsa servise
gidilmelidir. Kamber/ Kaster/ King-pim/ rot ve direksiyon kutusu ayarları
gibi ayarları vardır. Ayarsızlık ve dişlilerin aşınması, direksiyon boşluğu
artırır.
Ayrıca
rot başlarının aşınması ile direksiyon kutusu arızaları da direksiyon
boşluğunu artırır.
Ön düzen
ayarları bozuksa ön lastikler içten ve dıştan aşınır.
Direksiyon zor dönüyorsa lastik hava
basıncı normalden azdır.
SÜSPANSİYON SİSTEMİ
Süspansiyon
sistemi, araç tekerlerinin aracın şasi ve gövdesiyle birleştirildiği
sistemdir. Yaylar (helezon yay), yaprak yaylar (makaslar) ve
amortisörlerden oluşur.
Helezon
yaylar otomobil türü araçlarda makaslar ise genellikle ağır hizmet
araçlarında kullanılır.
Yaylar,
yoldan gelen darbe titreşimleri üzerine alır. Yayların salınımını amortisör
kontrol eder.
BAKIMLAR
Günlük
bakımda motorun yağına, suyuna, fren hidroliğine, yakıtına, lastik hava
basınçlarına, ışık ve ikaz sistemlerine bakılır.
Haftalık
bakımda vantilatör kayışı gerginliği, akü bakımı yapılır.
Akü
bakımı yaparken akü dış yüzeylerinin ve kutup başlarındaki oksitlerin
sodalı su ve sıcak su ile temizlenmesine, plakaların 1 cm üzerine kadar saf
su ilave edilmesine, eleman kapak deliklerinin açık tutulmasına, kışın akü donmasın
diye akü tam şarj ettirilir, dijital göstergeli araçta asla akü takviyesi
yapılmaz.
Akü
kendiliğinden boşanıyorsa akünün üst kısmında pislik birikmiştir.
Kısa
devreden dolayı yangın olursa akü kutup başları çıkarılır.
Akü 2
kutp başı arasında her iki kutup başına değen bir madeni parça konsa akü
kısa devre olup patlar.
Yağlı
tip hava filtresinin bakımı yapılırken sökülen parçalar gaz yağı ile
temizlenir.
Yeni bir
araçta 0-2000 km arası ilk kullanım süresine rodaj denir. Rodaj süresi
çalışan parçaların birbiriyle alışma süresidir. Rodaj süresince aşırı sürat
yapılmaz, ani duruş kalkış yapılmaz, motor tam güç konumunda çalıştırılmaz,
uzun süre sabit hızda gidilmez.
DİZEL MOTORA AİT BAZI BİLGİLER
Dizel
motorlarda silindire sadece hava doldurulur ve yanma sıkıştırılmış havanın
üzerine enjektörden yakıt püskürtülmesiyle sağlanır.
Dizel
motorların yakıt sisteminde günlük yaplacak işlerden biri mazot-su
ayırıcısı veya filtre ya da yakıt deposundan yakıt sisteminin suyunun
alınmasıdır.
Dizel
motorlarda yanma
enjektörden yakıt püskürtmekle olur. Enjektörler kendilerine
enjeksyon pompasından gelen mazotu silindirlerdeki sıkıştırılmış havanın
içine püskürterek yanmayı sağlarlar.
Enjeksyon
pompası, besleme pompası ile depodan gelen yakıtı basınçlı olarak
enjektörlere yollar.
Dizel
motorun
çalışmamasının bir nedeni, hava yapmış olmasıdır. Hava yapmanın nedenleri:
-yakıtın bitmesi,
-boru ve rekorların gevşemesi,
-yakıt borularının sökülmesi,
-filtrenin temizlenmesi veya değişmesidir.
Dizel
motorlarda egzost dumanı siyah çıkıyorsa yakıt pompasına, enjektöre ve hava
filtresine bakılır. Ayrıca dizel motorlarda marş yapıldığında marş motoru
dönüyor ancak motor çalışmıyorsa yakıt filtresi de takılı olabilir.
Özellikle
soğuk havalarda dizel motoru kolay çalıştırabilmek için kızdırma bujileri
kullanılır. İLK YARDIM İLK YARDIM NEDİR? İlkyardım, hasta veya yaralı kişiye, daha ciddi bir tıbbi yardım uygulanmadan önce yapılan ilk bakımdır. İlkyardımın amacı, durumun kötüleşmesini önlemek için aktif olarak müdahale etmek, yaşam desteği sağlamak, yaralının etkin tedavisini başlatmak, zararı en aza indirmek ve yaşam kaybını önlemektir. İlkyardım tıbbi bakımın bir alternatifi değildir. Ancak ilkyardım eğitimi alan kişiler, durumu ve aciliyetin derecesini tayin etme ve profesyonel tıbbi yardım ulaşana kadar yapılabilecek en doğru şeyleri belirleme yeterliliğine sahiptir.Yaralanmanın, ölüm olaylarının dördüncü ana nedeni olduğu düşünülürse, ilkyardım eğitiminin gerekli olduğu çok açıktır. Düşmeler en sık rastlanan yaralanma sebebidir. Ancak trafik kazaları en ölümcül olanıdır. Yaralanma ölümlerinin %22'si trafik kazaları sonucu oluşmaktadır.İlkyardım inceleme ve araştırmayla başlar. Bir yaralıya yaklaşmadan önce olay yerinde, yaralı ve kurtarıcının hayatını tehlikeye atabilecek faktörlerin önlenmesi gerekir. Daha sonra yapılan ilk inceleme, yaralının hayatını kurtaracak işlemlerin hemen uygulanmasının gerekip gerekmediğini belirler. UNUTMAYIN ZAMANINDA YAPACAĞINlZBASİT VE ETKİLİ BİR YARDIMLA, HASTA YA DA YARALININ HAYATINI KURTARABİLİRSİNİZ. İLKYARDIMIN TEMEL AŞAMALARI: İlk önce yaralının genel sağlık durumu değerlendirilir. Yaralının omuzlarına hafifçe dokunup ona seslenerek bilincinin yerinde olup olmadığı saptanır. • Derhal ambulans çağırılır. • Yaralı, boynu ve başı sabit tutularak sırt üstü yatırılır. • Yaralının bilinci kapalı ise çenesi yukarı kaldırılarak başı geride tutulur. Böylece dilin, nefes borusunu kapatması önlenir. • Yaralının nefes alıp almadığına bakılır. Nefes almıyorsa ağzından veya burnundan suni teneffüs yapılır. Nefes verirken göğüs kalkıyor mu diye bakmak gerekir. Nefes verme aralarında akciğerlerden hava boşalması beklenmelidir. • Kan dolaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamak için nabız kontrol edilir. Nabız, adem elması ve boyun kası arasındaki bölgeye, üç parmakla hafifçe bastırılarak kontrol edilir. • Yaralının nabzı yoksa kalp masajına başlanır. Temel yaşam desteği tek kişi ile yapılıyorsa 15 kalp masajı ve 2 tam nefes şeklinde tekrarlanarak uygulanmalıdır. İki kişi ile ise 5 kalp masajı 1 nefes şeklinde uygulanır. Temel yaşam desteği, sadece solunumu ve kan dolaşımı durmuş kişilere uygulanır. • Eğer nabız var, solunum yoksa her 5 saniyede bir nefes verilmelidir. • Solunum ve kan dolaşımı sağlandığında temel yaşam desteği kesilmelidir. SOLUNUMUN DURMASI Yapay solunumun en basit ve etkili metodu, hastanın akciğerlerine kendi nefesinizi güçlü bir şekilde üflemektir. Ağızdan ağıza solunum, solunumu çok zayıf ve düzensiz olan hastalara da uygulanabilir. Bu durumda nefes verişinizi, hastanın nefes verişine göre ayarlamanız gerekir. • En yakın acil sağlık kuruluşunu aradıktan sonra, ağızdan ağıza solunuma başlayın. Bu sırada hasta, sert bir zeminde, sırtüstü yatmalıdır. • Eğer boyun yaralanmasından şüphe edilmiyorsa, bir elinizle hastanın başını çene kemiğinden yukarı doğru çekerken diğer elinizle de alnına bastırarak başın geride kalmasını sağlayın. Eğer boyun yaralanmasından şüpheleniyorsanız, hastanın başına veya boynuna müdahale etmeyin. Hastanın başını sarsmadan sadece çenesini nazikçe kaldırarak nefes borusunu açmaya çalışın. • Eliniz hastanın alnındayken başparmağınız ve işaretparmağınızla burun deliklerini kapatın. Derin bir nefes alın. Ağzınızı hastanın ağzı üzerine yerleştirin ve 2 güçlü nefes verin. Daha sonra her 5 saniyede 1 nefes verin. Her nefeste hastanın göğsünün kalktığını görmelisiniz. • Hastanın göğsü genişlediğinde nefes vermeyi kesin. Ağzınızı çekin ve yüzünüzü hastanın göğsüne doğru çevirin. Böylelikle kulağınız hastanın ağzı seviyesinde olacaktır. Hastanın akciğerlerinden havanın çıkışını dinleyin ve göğsün inişini izleyin. Daha sonra solunum işlemlerini tekrarlayın. • Hastanın bilek veya boyun damarından nabzını kontrol edin. Eğer nabız yoksa ve kalp masajı eğitiminiz varsa kalp masajına başlayın. Buna hasta kendiliğinden solunuma başlayıncaya veya tıbbi yardım gelene kadar devam edin. AĞIZDAN BURUNA SOLUNUM Eğer hastada yüz yaralanması varsa kişinin ağzına nefes vermekte zorlanırsınız. En yakın acil sağlık kuruluşunu aradıktan sonra hemen ilkyardıma başlayın. • Kişiyi sert bir zemin üzerinde sırtüstü yatırın. • Bir elinizi hastanın çene kemiğine yerleştirip, yukarı doğru kaldırırken diğer elinizi hastanın alnına koyun ve çeneyi yukarı doğru iterken alnı aşağı doğru bastırarak hastanın başına pozisyon verin. • Derin bir nefes alın ve ağzınızla hastanın burnunu kapatın.Hastanın ağzını da çenesini iterek kapalı tutun. Hastanın burnuna kuvvetle nefesinizi verin. Ağzınızı çekin, hastanın çenesini açın ve havanın çıkışına izin verin. Bu işlemi 5 saniyede bir tekrarlayın. BEBEKLERE VE ÇOCUKLARA SUNİ TENEFFÜS Bebeklerde ve çocuklarda suni teneffüs işlemi yetişkinlerdekine benzer, sadece ağzınızla çocuğun hem ağzını hem de burnunu kapatmalısınız. Çocuğun başını çok geriye çekmeyin yoksa nefes borusu tıkanabilir. Nefesleriniz daha yumuşak olsun. Çocuklarda 4 saniyede 1 nefes (dakikada 15 nefes), bebeklerde 3 saniyede 1 nefes (dakikada 20 nefes) verilmelidir. Çocuğun göğsü kalkmaya başlayınca nefes vermeyi kesin. Her nefes veriş öncesinde yeniden nefes alın. KALP KRİZİ Kalp krizi yaşamı tehdit eden acil bir durumdur. Kalbi besleyen ana damarların daralması veya tıkanmasına bağlı olarak kalbin bir bölümüne yeterli kan ve oksijen gitmemesi sonucu oluşur. Eğer bu kan ve oksijen yetersizliği uzun sürerse kalp kaslarının bir bölümü ölür.Kalp krizi belirtileri, aşağıdakilerden birkaçını ya da hepsini içerebilir. Santral göğüs bölgesinde aniden gelen ve ezici bir basınçla hissedilen, sabit, 20 dakika veya daha uzun süren, kola, omuza, boyuna, çeneye, sırt ortası ve mideye vuran göğüs ağrısı, aşırı terleme, bulantı, kusma, yoğun halsizlik, akıntı, korku, soluk mavimsi gri deri rengi, mavi tırnaklar ve nefes darlığı. Kalp ağrısı hazımsızlıkla karıştırılabilir. Eğer ağrınızın sebebinden emin değilseniz güvende olmak için kalp krizi gibi ele alın. En yakın acil sağlık kuruluşunu arayın ve aşağıda verilen ilkyardım talimatlarını uygulayın.Kalp krizi tedavisi, hastanın bilincinin kapalı ya da açık olmasına göre değişir. A) Bilinci Kapalı, Nefes Almayan Hasta: • En yakın acil sağlık kuruluşunu arayın, daha sonra müdahaleye başlayın. Kişiyi sert, rahat bir yere sırtüstü yatırın. Elinizi hastanın çenesine koyup yukarı kaldırırken diğer elinizi hastanın alnına koyup aşağı bastırarak başını arkaya yatırın. • Hastanın alnındaki elinizin baş parmağınız ve işaret parmağınızla hastanın burun deliklerini kapatın. Derin bir nefes alın. Ağzınızı hastanın ağzı üzerine sıkıca bastırın ve iki yavaş, derin nefes verin. Arada tekrar derin bir nefes alın ki hastaya taze hava verebilesiniz. Göğüs kafesinin yükseldiğini görene dek hava üflemeye devam edin. • Hastanın göğsü yükseldiğinde hava vermeyi durdurun. Ağzınızı çekin ve başınızı hastanın göğsüne doğru çevirin. Böylece kulağınız hastanın ağzının üzerinde olacaktır. Hastanın akciğerlerinden hava çıkışını kulağınızla hissedin ve dinleyin ayrıca göğsün alçaldığını gözlemleyin. Bu solunum işlemini her 5 saniyede 1 nefes vererek sürdürün. • Kişinin bilek ya da boyun atardamarını 5-10 saniye boyunca nabız için kontrol edin. Eğer nabız yoksa, kalp masajı eğitimi aldıysanız kalp masajına başlayın. Suni solunum kalp masajı sırasında da sürdürülmelidir. Bu işlemi tıbbi yardım gelinceye ya da hasta nefes almaya başlayıncaya kadar sürdürün. B) Bilinci Açık Hasta: • En yakın acil sağlık kurumunu arayın, ilgiliye olası bir kalp krizini ve oksijen ihtiyacını iletin. • Hastayı nazikçe oturtun ya da yan oturur pozisyona getirin. Yatmak nefes almayı zorlaştırır. • Özellikle boyun çevresindekiler olmak üzere giysileri gevşetin. Hastayı bir battaniye ya da palto ile sararak sıcak tutun. • Hastayı sakinleştirin ve rahatlatın ama herhangi bir şey yedirip içirmeyin. • Eğer ambulans bulunamıyorsa hastayı en yakın hastanenin acil servisine götürün. • Bilinçsiz hasta kendine gelirse ve solunumu başlarsa yukardaki adımları izleyebilirsiniz. BİLİNÇ KAYBI Bilinç kaybı sadece koma durumu için geçerli bir tanımlama değildir; aynı zamanda kişinin uykulu, dikkatinin dağınık ve varlığınıza tepki veremediği durumlar için de söz konusudur. Beyin travması (kaza veya darbe sonucu), kan kaybı, oksijensiz kalma (boğulma), metabolik bir hastalık (diabet) veya ilaç nedeniyle zehirlenmeler sonucu oluşabilir. İlk olarak en yakın acil sağlık kuruluşunu arayın sonra ilkyardıma başlayın.Not: Eğer omurilik zedelenmesinden şüpheleniyorsanız ve hasta kusmuyorsa yerinden kımıldatmayın. Omurilik zedelenmesi söz konusu değilse omurgayı esnetmeden, hastanın başını ve vücudunu eş zamanlı olarak yana çevirebilirsiniz; ancak baş ve vücudun birbirleriyle olan konumlarını bozmayın. Bir insanın bilinci yerinde değilse normal refleksler ve kasların gevşekliği kaybolur. Bu nedenle olabilecek en büyük tehlike dilin boğazı tıkaması veya ağızdaki yabancı cismin nefes borusunu tıkamasıdır. Nefes borusunu açıp solunumu sağlamış olsanız da asla baygın birisini yalnız ve müdahalesiz bırakmayın.Komaya giren bir insanın nefesi kesilebilir, sonuç olarak da kalbi durur. İlkyardım Pozisyonu Omurilikteki bir hasardan şüpheleniyorsanız ve hasta kusmuyorsa yerinden kımıldatmayın. Gerekli herşeyi yaptıktan sonra acil tıbbi yardımı beklerken hastayı ilkyardım pozisyonuna getirin. Eller ve ayaklar vücudun rahat ve sabit olmasını sağlayacak şekilde olmalıdır. • Yanına diz çöküp kolunu başının arkasına atın • Karşı taraftaki kolunu göğsünün üstüne koyun ve bacağını dizinden büküp kendi tarafınızdaki bacağın üzerine koyun • Dikkatlice başı da vücutla birlikte kendinize doğru bir elinizle döndürün ve diğer elinizle yüzünü koruyun • Başını geri itin, çeneyi öne çıkarın ki rahat nefes alsın ancak çeneyi vücuttan daha alçakta tutun ve sıcak tutun YARALANMA VE ŞİDDETLİ KANAMALAR Yırtılmış bir atardamar nedeniyle çok kısa zamanda yüksek miktarda kan kaybedilebilir. Şiddetli kan kaybı kişiyi şoka ve bilinç kaybına götürebilir ve eğer durdurulamazsa ölümcül olabilir. Yetişkin bir insan 1.5 litre kadar kan kaybederse ya da bir çocuk yarım litre kan kaybederse, kan kaybı şiddetli kabul edilir.Yaralı bir atardamarın duvarlarındaki kaslar yarayı kapatmak için pıhtı oluşumuyla birlikte kasılacaktır. Eğer pıhtılaşma herhangi bir nedenle gerçekleşmezse kanamanın kontrolü çok daha zor olacaktır. En yakın acil sağlık kuruluşunu arayın ve ilkyardıma başlayın.Küçük yaralanmalarda kanama kısa sürede kendiliğinden durur. Ancak derin bir yarada kan o kadar hızlı akar ki pıhtı oluşumuna fırsat kalmaz. İlk yardımın amacı kanı mümkün olduğunca kısa sürede durdurmaktır. • Kişiyi sırtüstü yatırın ve mümkünse yaralı kısmı yukarı kaldırın. Bu kan akışını azaltacaktır.Cam veya metal gibi derinde olmayan ve kolay hareket ettirilebilen cisimleri yaranın içinden çıkarın ama derine saplanmış cisimlere dokunmayın. • Temiz bir bezle yaranın tam üstüne, kanama durana dek 5-10 dakika basınç uygulayın. Yaranın ağzı açıksa her iki kenarı da birbirine doğru itin. Eğer yaranın içinde herhangi bir şey varsa basıncı cismin çevresine uygulayın, üzerine değil. • Sağlam ve temiz bir bandajla yarayı sıkıca sarın. Eğer hazırda bir bandaj yoksa bir parça temiz bez kullanın. Turnike kullanmayın. • Eğer kan, bandajın dışına taşarsa bandajı çıkarmayın. Onun yerine üzerine biraz daha bez koyun ve sıkıca bağlayın Burun Kanamaları: Sık rastlanan acil durumlardan biridir. Kafa travması sonucunda burun veya kulaktan kanama, kafatası kırığı olduğunu gösterir ve kontrolü zordur. Bu tip kanamalarda temiz bir bez ile buruna hafifçe bastırılmalı ve hasta mümkün olduğunca çabuk acil sağlık kuruluşuna ulaştırılmalıdır.Diğer nedenlerle oluşan kanamalarda, burun deliklerini sıkarak veya üst dudak ile dişetleri arasına yuvarlak gazlı bez yerleştirerek basınç uygulanır. Hastayı oturtun ve başını öne eğin. Hastanın sakin olmasını sağlayın ki endişelenerek kan basıncının artmasına sebep olmasın. Burnun üzerine buz koyun. Tüm bu uygulamalara rağmen kanama devam ederse hastayı en yakın sağlık kuruluşuna götürün. KIRIKLAR VE ÇIKIKLAR Röntgen olmaksızın bir kemiğin kırık olup olmadığını belirlemek her zaman mümkün değildir. Eğer emin değilseniz, yaralanmaya sanki kırıkmış gibi yaklaşın. Eğer kişi çok ağrılıysa, yaralı bölgesini hareket ettiremiyorsa, üzerine ağırlık veremiyorsa ya da yarada şekil bozukluğu varsa kırık veya çıkıktan şüphe edin. • Çıkık bir kemiği yerine oturtmaya çalışmayın. Bu sadece bir uzman tarafından yapılabilir. Kolu veya bacağı bulduğunuz pozisyonda sararak sabitleyin ve yaralıyı hastaneye götürün. Eğer yaralı hareket edemiyorsa ambulans çağırın. • Hastanın birşey yiyip içmesine izin vermeyin,çünkü hastanın kemiklerini genel anestezi altında düzeltmek gerekebilir ve yemek hastanın kusmasına neden olabilir. Kişiyi sıcak tutun ve şok olasılığı açısından sürekli izleyin. • Kanama varsa önce onu tedavi edin. Kişiyi olabildiğince az hareket ettirin. Hareket, kırık kemikleri daha da ayırır ve organları yaralayabilir. Açık bir yara varsa temiz bir bez parçasıyla kapatın. Tespit Uygulaması: Tespit genellikle gereklidir. Hareketi önleyerek kırığın daha da kötü olmasını engelleyebilirsiniz. Bu, özellikle hastanın nakli veya tıbbi yardımın gecikeceği durumlarda önem taşır. Tespit malzemesinin sert olması gerekir. Mümkünse bir üst ve bir alt eklemin oynamasını engelleyecek derecede uzun olmalıdır. Tespit, tahtalarla, karton parçalarıyla, gazetelerle yapılabilir. Kırık bir üst kol veya bacak için yaralı uzvu tespit etmeden önce kol ile gövde arasına veya bacaklar arasına destek koymak gerekir. Tespiti bağlamak için bez (bandaj, kravat vb.) kullanın. Kırık ön kol: Hastanın ön kolunu 90 derece açıyla vücuduna yapıştırın, avucu göğsüne gelirken başparmağı yukarı doğru olmalı. Ön kola tespit uygulayın. Tespit dirsekten el bileğine kadar uzanmalı. Tespiti, kırığın altından ve üstünden bağlayın. Ön kolu boyundan geçen geniş bir sargı ile parmakların dirsekten biraz daha yukarı seviyede olmasını sağlayacak şekilde asın. Yaralı bacağın sağlam bacağa tespiti: Nazikçe yaralı bacağın dizini düzeltin. İki bacak arasına bezler koyun. Yaralı bacağı diğer bacağa birkaç yerinden bağlayın, ama kesinlikle tam kırık üzerinden olmasın. Eğer iki geniş tespit bulma olanağınız varsa bunları kullanmak en idealidir. Tespitler bacağın tüm uzunluğu boyunca olmalıdır. Omurga Yaralanmaları Eğer hastanın boyun veya omurgasında ciddi ağrı varsa, kol veya bacaklarında his kaybı varsa, mesane veya barsak kontrolünü yitirmişse omurga kırığı veya çıkığı olabilir. Bu tip vakalarda, hastanın hayatı tehlike altında değilse veya kusmaya bağlı olarak boğulmuyorsa, hastayı kıpırdatmamak gerekir. Eğer hastayı hareket ettirmek gerekirse vücudunu dümdüz tutmalısınız. Beli veya boynu bükülmemeli, vücudu dönmemeli. Hastayı kapı, masa, ütü masası veya geniş bir kalas gibi sert bir zemin üzerine yerleştirmelisiniz. BURKULMA VE GERİLME Kasta veya tendonlardaki yırtılma, gerilme; bağlardaki veya eklem kapsülündeki yırtılma ise burkulma olarak tanımlanır. Burkulma ve gerilme dokuların aşırı zorlanmasından olur. İki yaralanma için de belirtiler aynıdır. Ağrı, şişme ve morarma... Ciddi burkulmalar sanki kırıkmış gibi tedavi edilmelidir. Ağrı ve şişmeyi azaltmak için soğuk su ya da buz torbası kullanılır. Eklem veya kası, elastik �8� şeklinde bandajla sarın ve 1-2 gün için üstüne bastırmayın. �8� şeklinde bandaj uygulamasını ayak çevresinde 1-2 kez dairesel olarak sarın. Bandajı diagonal olarak ayağın üstünden ve bileğin çevresinden geçecek şekilde bağlayın; bandajı ayağın üstünden aşağı doğru ve ayağın tabanından geçirin. �8� şeklindeki dönüşlere devam edin, ayak (parmaklar hariç), bilek ve bacağın altı kaplanana kadar bandajlayın; bant ya da klipsle bandajı sabitleyin. Kaynak : http://www.ilkyardim.org/
Azami Hız Sınırları 1- Kullandıkları aracın cinsine, teknik özelliklerine, 2- Kullandıkları aracın yük durumuna, 3- Yol durumuna, 4- Hava durumuna ve görüş mesafesine , 5- Trafik durumuna, göre ayarlamak zorundadırlar. Şehirlerarası karayollarında 90km/s,otoyollarda 120 km/s hızı geçmemek üzere, araçların hız sınırları aşağıyaçıkarılmıştır.İçişleri Bakanlığı hız sınırını otomobiller için 20 km/s arttırabilir. Araç Cinsleri Şehir İçi Şehir Dışı Otoyol Otomobil 50 90 120 Otobüs 50 80 100 Minübüs, Kamyonet, Kamyon 50 80 90 Arazi Taşıtı Ve Motosikletler 50 70 80 Bisiklet ve Motorlu Bisiklet 30 45 Çıkamaz İş Makinaları, L.T. Traktör, Çeken ve Çekilen Araçlar 20 20 Çıkamaz Servis Freni Bozuk Araçları Çeken Araçlarda 15 15 Çekemez
Zorunlu haller dışında şehirlerarası karayolunu kullanan motorlu araçlarda, araç cinsi gözetilmeksizin asgari hız sınırı 15 km. 'dirAraçlrarömork veya yarı römork takıldığında azami hız sınırından saatte 10 km. düşülmesi gerekir.Tehlikeli madde taşımaya mahsus olup, boş olarak trafiğe çıkarılan araçlar, kendi sınıflarına giren araçlara ait hızla sürülebilirler. Servis (ayak- freni bozuk olan araçları çeken araçlar, saatte 15 km. den fazla hızla sürülemezler. Sürücüler: 1- Kavşaklarla yaklaşırken, 2- Dönemeçlere girerken, 3- Tepe üstlerine yaklaşırken, 4- Yaya ve okul geçitlerine yaklaşırken, 5- Devamlı dönemeçli yollarda ilerlerken, 6- Demiryolu geçitlerine yaklaşırken, 7- Tünellere yaklaşırken, 8- Dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, 9- Yapım, bakım ve onarım çalışmaları yapılan yol kesimlerine yaklaşırken,Hızlarını azaltmak zorundadırlar.Aksine bir karar veya işaret yok ise, azami hız sınırı %10' a kadar aşılabilir. Öndeki aracı geçme sırasında geçme şartlarının mecbur kılması nedeniyle hız sınırı aşılabilir, bir suç oluşturmaz.Hız sınırlarını % 30'dan fazla aşan sürücülerden, suçun işlendiği tarihten geriye doğru 1 yıl içerisinde aynı kuralı 5 defa ihlal ettiği tespit edilenlerin sürücü belgeleri 1 yıl süre ile geri alınır. Bu süre süre sonunda psiko-teknik değerlendirmeden ve psikiyatri uzmanının muayenesinden geçilerek sürücü belgesi almasına mani olmadığı anlaşılanların belgeleri iade edilir.Hız sınırlarının aşılıp aşılmadığını, tespit etmekte kullanılan cihazların yerini tespit veya cihazları bulunduranlar hafif para cezası ve 4 aydan 6 aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılar, cihazlarına el konulur.
BAKIMLAR Günlük bakımda motorun yağına, suyuna, fren hidroliğine, yakıtına, lastik hava basınçlarına, ışık ve ikaz sistemlerine bakılır. Haftalık bakımda vantilatör kayışı gerginliği, akü bakımı yapılır. Akü bakımı yaparken akü dış yüzeylerinin ve kutup başlarındaki oksitlerin sodalı su ve sıcak su ile temizlenmesine, plakaların 1 cm üzerine kadar saf su ilave edilmesine, eleman kapak deliklerinin açık tutulmasına, kışın akü donmasın diye akü tam şarj ettirilir, dijital göstergeli araçta asla akü takviyesi yapılmaz. Akü kendiliğinden boşanıyorsa akünün üst kısmında pislik birikmiştir. Kısa devreden dolayı yangın olursa akü kutup başları çıkarılır. Akü 2 kutp başı arasında her iki kutup başına değen bir madeni parça konsa akü kısa devre olup patlar. Yağlı tip hava filtresinin bakımı yapılırken sökülen parçalar gaz yağı ile temizlenir. Yeni bir araçta 0-2000 km arası ilk kullanım süresine rodaj denir. Rodaj süresi çalışan parçaların birbiriyle alışma süresidir. Rodaj süresince aşırı sürat yapılmaz, ani duruş kalkış yapılmaz, motor tam güç konumunda çalıştırılmaz, uzun süre sabit hızda gidilmez. SÜSPANSİYON SİSTEMİ Süspansiyon sistemi, araç tekerlerinin aracın şasi ve gövdesiyle birleştirildiği sistemdir. Yaylar (helezon yay), yaprak yaylar (makaslar) ve amortisörlerden oluşur. Helezon yaylar otomobil türü araçlarda makaslar ise genellikle ağır hizmet araçlarında kullanılır. Yaylar, yoldan gelen darbe titreşimleri üzerine alır. Yayların salınımını amortisör kontrol eder.
|